Gerçek adıyla charles spenser. İngiliz oyuncu, yönetmen Charlie Chaplin adıyla tanındı,
trajikomik sokak serserisi tiplemeleriyle aslında toplumun çizmiş olduğu normlara ve modellere karşı koyuyordu ve kendince sistemi eleştiriyordu.
Bireyin özgürlüğünün işlendiği
slapstick komedileriyle sinema klasikleri arasında hakkettiği yeri aldı. Aileden oyuncu olan chaplin, 17 yaşına
kadar yatılı okullarda ve yetimhanelerde büyümek zorunda kaldı. 17 yaşında gezginci tiyatro topluluğuna
katıldı ve burada komedi starlığına yükseldi. Katıldığı topluluğa çıktığı
ABD turnesinde, kendini izlemeye gelen slapstick üreticisi mark sennett ile tanıştı ve para konusunda anlaşınca
onunla çalışmaya başladı. Onu Charlie Chaplin olarak tanımamıza yol açan imajını,
2. slapstick komedisinde giydiği kılık kıyafetle buldu. Büyük başarı kazandı ve karşılığında
iyi paralar aldı. Bu sayede 1919 yılında çeşitli sinema sanatçılarını da yanına alarak
United Artists film yapım şirketini kurdu ve sanatsal bağımsızlığını, ekonomik
özgürlüğüne kavuşarak ilan etti. Serseri tiplemesi daha komplike ve eleştirel bir tarza dönüştürüldü ve
popülerliği daha da arttı. Çocuklarının annesinden boşanınca hakkında sapık eğilimleri
var açıklamaları yapıldı ve bu günlerce kamuoyunu meşgul etti. Amerikan vatandaşlığına
geçmeme konusunda gösterdiği inatçı direniş, halkın sevgisini ve kamuoyunun ilgisini bir anda terse çevirdi.
Chaplin'e karşı basın kampanyalar düzenledi. Bundan sonra toplumsal eleştiri filmlerine 'komünizm komplosu'
denilmeye başlandı.
'Büyük Diktatör' filmiyle mükemmel bir Hitler eleştirisi gerçekleştirdi. Bu filmden sonra
Chapline serseri rollerine veda etti.
Amerika'dan ayrılması ve Avrupa'da kalması bir parça zorunluluktan
dolayı yaşandı. Özel hayatındaki fırtınalar nedeniyle sürekli olarak hakkında olumsuz şeyler
yazıldı, ayrıca 2.dünya savaşından sonra komünistler aleyhine başlatılan kampanyaların
hedef kişilerinden biri oldu, hatta o sahne ışıkları filminin tanıtımı için Avrupa'dayken,
dönünce mahkemeye ifade vermesi gerektiği haberini alınca Avrupa'da kaldı.
Amerika ile 1972 yılında barıştı. 1972 yılında şeref Oscarına
layık görüldü. 1975 yılında İngiltere kraliçesi tarafından asalet unvanı aldı. Tüm isteği
filmlerinin üzerindeki haklarını almaktı, Bu da olunca bu çok yönlü sanat adamı inzivaya çekildi. 1975
yılında da aramızdan ayrıldı.
Amerikan yapımı sessiz filmlerde canlandırdığı acınacak halde, ama aynı zamanda
komik küçük serseri (Şarlo/Charlot) karakteriyle dünya çapında ün kazandı. 1914'te oynadığı
ilk filmini izleyen iki yıl içinde ABD'nin en tanınmış kişilerinden biri olmuş, 1920'lerin başlarına
gelindiğinde filmlerinin sağladığı gelirlerin yüksekliği karşısında hiçbir istediği
ücreti ödeyemez hale gelmiş, o da ancak yapımcılığını kendisinin üstlendiği filmlerde
rol almıştır. 1920'lerin sonlarında sesli sinemaya geçilmesinden sonra yalnızca birkaç filmde görünmekle
yetinmesine karşın, ilk dönem filmlerinin sinema klasikleri olarak değerlendirilmesi ve yeni izleyici kitlelerince
de ilgi görmesi nedeniyle ününü hemen hiç yitirmemiştir. Uzun metrajlı büyük komedi filmleri arasında The Kid
(1921;Yumurcak), The Gold Rush (1925;Altına Hücum), City Lights (1931;Şehir Işıkları), Modern Times
(1936;Asri Zamanlar) ve The Great Dictator (1940;Şarlo Diktatör) sayılabilir.
İngiliz sinema oyuncusu ve yönetmeni Charlie Chaplin (asıl adı Charles Spencer Chaplin), 16 Nisan 1889'da
İngiltere'nin başkenti Londra'da dünyaya geldi. 25 Aralık 1977'de İsviçre'de öldü. Her ikisi de müzikhol
oyuncusu olan annesi Hannah ve babası Charles Chaplin'den, daha küçük yaşta şarkı söyleyip dans etmesini
öğrenmişti. İlk kez sekiz yaşındayken, bir klog dansı gösterisi olan "Eight Lancashire Lads"
(Sekiz Lancashire'lı Delikanlı) ile sahneye çıktı. Babasının bundan kısa bir süre sonra
ölmesi, annesinin de sık sık akıl hastanesine girip çıkması yüzünden Chaplin'in çocukluk yılları,
yatılı okul ve yetimhanelerde sıkıntıyla geçti. Bu dönemde bazen geçici sahne işleri buldu,
bazen de sokaklarda yaşamak zorunda kaldı.
On yedi yaşındayken, üvey ağabeyi Sydney kendi çalıştığı ve çeşitli danslar,
oyunlar, komedi programları sunan Fred Karno vodvil topluluğunda ona iş buldu. 1913'e değin Karno'yla
çalışarak sayısız müzikhol skecinde oynayan Chaplin, o yıl filmlerde rol almak üzere Keystone'un
tek makaralık slapstick filmleri yapımcısı Mack Sennett, Chaplin'i Karno turnesi sırasında New
York'tayken fark etmişti. Chaplin Aralık 1913'te 150 dolar haftalıkla sinema yaşamına adım attı
ve bir daha da sahneye dönmedi.
Chaplin, melon şapka, dar bir frak ceketi, bol pantolon, büyük ayakkabılar, bıyık ve bastondan oluşan
ünlü görünümünü ikinci filmi olan Kid Auto Races at Venic'te (1914,Venedik'te Ufaklıklar Oto Yarışları)
yarattı. Ama bu tipin özellikleri henüz tam anlamıyla oluşmamıştı. Bununla birlikte, haftada
iki film gibi büyük bir hızla çevrilmesine karşın, Chaplin komedileri olağanüstü bir başarı
sağlamıştı. Kısa bir süre sonra Chaplin'in kendi filmlerini yönetmesine izin verildi, ücreti de gitgide
astronomik rakamlara ulaştı. 1915'te Essanay şirketinden haftada 1. 250 dolar, 1916'da Matual şirketinden
haftada 10 bin dolar ve ayrıca sözleşme için 150 bin dolar, 1917'de de First National şirketinden sekiz film
için 1 milyon dolar aldı. İki yıl sonra, dönemin önde gelen yıldızları Mary Pickford, Douglas
Fairbanks ve ünlü yönetmen D. W. Griffith ile, her birinin kendi filmlerinin dağıtımını bağımsızca
yürütmesi koşuluyla, United Artists'i kurdu. First National ile olan sözleşmesi The Pilgrim (1923;Şarlo Hacı)
filmiyle sona erdikten sonra, 1966'da Universal için yaptığı A Countess from Hong Kong'a (Hong Kong'lu Kontes)
değin filmlerini yalnızca kendi şirketi adına çekti.
Chaplin'in bu hızlı yükselişi bir ölçüde, filmlerinin pazarlamasında, konularından çok filmde
oynayanların önemli olduğu yıldız sisteminin gelişmesinden kaynaklanıyordu. Aslında Pickford,
Fairbanks ve başkalarıyla birlikte Chaplin'in perdedeki kişiliğinin halk tarafından büyük bir coşkuyla
kabul görmesi de, bu sistemin yerleşmesinde oldukça etkili oldu. Chaplin The Tramp'te (1915;Şarlo Serseri), yarattığı
küçük serseri tipini yalnızca eğlendirici değil, aynı zamanda sevimli de kılabilmek amacıyla,
sempatikliğinin de altını çizmeye başladı. Kendi filmlerinin hem yıldızı, hem yönetmeni,
hem de yazarı olduğu için, Şarlo karekterinin içerdiği anlamları irdelemek için eşsiz bir konumdaydı.
Bir eleştirmenin "zenginlerin bakış açısından çizilmiş bir yoksul tipi" olarak tanımladığı,
Chaplin'in "küçük adam" dediği Şarlo, Easy Street (1917;Şarlo Polis), Shoulder Arms (1918;Şarlo Asker),
Yumurcak, Altına Hücum, Şehir Işıkları, Asri Zamanlar ve ilk sesli filmi olan Şarlo Diktatör
gibi filmlerde gelişti. Chaplin'in kendi yaşamından çizgiler taşıyan Limelight'ta (1952;Sahne Işıkları)
kısa da olsa, yeniden gözüktü.
Chaplin'in çok hareketli bir özel yaşamı oldu. Dört evliliğinin üçü filmlerinin başrol oyuncularıyla,
1918'de Lita Grey ve 1936'da Paulette Goddard'la gerçekleştirdi. 1943'te oyun yazarı Eugene O'Neill'in kızı
Oona O'Neill'le evlendi. İlk iki boşanması ve 1944'te kendisine açılan babalık davası sansasyon
yarattı. Chaplin 1942'de, savaşta Almanlara karşı ikinci bir cephe çağrısında bulunduğunda
gene manşetlere çıktı. Siyasal tavrına yöneltilen saldırıda, hiçbir zaman ABD vatandaşlığına
geçmemiş olmasının payı da vardır. Mavi Sakal öyküsünün iğneleyici bir uyarlaması olan
Monsieur Verdoux (1947), pek çok çevrenin yanı sıra Amerikan ordusunu da oldukça sinirlendirdi. ABD hükümetinin
vergi borcu için sıkıştırması, ayrıca bazı politikacı ve köşe yazarlarının
yıkıcı etkinliklerle ilişkisi olduğunu ileri sürmeleri üzerine Chaplin 1952'de ülkeyi terk etti.
Geri dönüş hakkının ABD Adalet Bakanlığı'nca soruşturulacağını öğrenince
1953'te Cenevre'de bu haktan vazgeçtiğini açıkladı.
Bundan sonra ailesiyle birlikte İsviçre'de Vevey yakınlarında Corsier-sur-Vevey'de yaşamaya başladı.
1957'de Londra'da yaptığı A King in New York (New York'ta Bir Kral), Amerika'ya Karşı Etkinlikleri
Soruşturma Komitesi'ne, anlamsız televizyon reklamlarına ve Amerikan tarzı yaşamın başka
yanlarına yönelik eleştirilerle dolu bir komediydi. Film, Chaplin'in özellikle reddettiği komünizm yanlılığı
suçlamalarının artmasına yol açtı. 1966'da başrollerini Marlon Brando ve Sophia Loren'in oynadığı,
kendisinin de hem senaryosunu yazdığı, hem de küçük bir rolde göründüğü A Countess from Hong Kong'u (Hong
Konglu Kontes) çekti. 1972'de kendisine verilen özel Oscar ödülünü almak üzere ABD'ye gitti.
FİLMOGRAFİSİ
"Caught in a Cabaret" (1914 yarım düzine kadar oyunculuk yaptığı
filmden sonraki ilk oynayıp yönettiği film), "Kid Auto Races in Venice" (Ünlü Şarlo kılığını
ilk kez taşıdığı film), "Tillie's Punctured Romance", "The Tramp-Şarlo Serseri", "Easy Street",
"The Immigrant-Şarlo Göçmen", "A Dog's Life-Köpek Hayatı", "Shoulder Arms- Şarlo Asker", "Sunnyside-Şarlorda
Kırlarda", "A Day's Pleasure-Keyifli Bir Gün", "Pay Day-Maaş Günü", "The Kid-Yumurcak", "The Pilgrim- Şarlo
Kaçak", "A Woman in Paris-Paris'li Kadın", "Gold Rush-Altına Hücum", "The Circus-Sirk", "City Lights-Şehir
Işıkları", "Modern Times-Modern Zamanlar", "The Great Dictator-Büyük Diktatör", "Monsier Verdoux", "Limelight-Sahne
Işıkları", "A King in New York-New York'ta Bir Kral", "A Countess from Hong Kong-Hong Kong'lu Kontes".